Niçin Savaş, Sonra Barış?

Bazen düşünürüm ama zaman geçmiş. Bağrım hun olur lakin iş işten geçmiş. Dünyayı arena mı sandınız ey kardaş? Niçin savaş, niçin ölüm, sonra barış? Niçin Avrupa’da değil de burada yaş? Yoksullar can verirken bir ekmek için, Lüks yaşamlar uçuyor hep silahlar için. Ölüm yolunu bırakın artık barışı seçin, Cana can vermek varken ölmek niçin?   

İlk Öğretmen!

Yaşamın kaynağı nedir acaba ey insan? Gümüş müdür, para mıdır yoksa altın? Daha değerli kaynağı vardır yaşamın, ey insan? Hz. Hava’yla başladı yaşam, geldi bugüne değin. Ruh üflenirken bir annenin rahmindeydi insan. Ana dilini öğrenirken annenin dilindeydi evlat. Ağlayıp güldüğünde annenin kucağındaydı evlat. Anneler yaşamın öteki yarısı, Allah’tan emanet! Hem dünya için iffet hem ahiretimiz … Devamını oku

Hangi Şehirlisen!


Kimsin, nerelisen, hangi şehirlisen diye sorisen!
Erê qurban! Bendeki sevdayî sen nerden bilisen!
Ben hem sevdayem hem gönülden yaraliyem.
Gecem gündüzüm kaldı mi ki ben san diyem!
Xançepek’in uzun, dar küçelerinde toz yutmiş,
Yazın şiddetli o sıcağında yalın ayak gezmişem.
Merminin oyuncak oldıği Dağ Kapı’da gezmişem
Mardin Kapı yolinda saatlerce voltalamiş,
Aşefçiler Çarşısı’nda alışveriş etmişem.
Seyrantepe yukışında kaç kez vurulmiş,
On Gözlü Köprü’de ne halaylar çekmişsem.
Ali Paşa Mahlesi’nde ne avareler oynamişem.
Bir sor, Melik Ahmet’te kaç kez akşamlamişem
Surlar’da gecelemiş bir sevdayem, ez heyran!

Devamını oku

Bukalemun Gibi

İnsanların kılıktan kılığı girdiği, Ruhun halden hale değiştiği, Bukalemun gibi bu çağda; Sevdasını yüreğinden, Dilini kem sözden, Sözünü özünden, Gözlerini sevdiğinden, Samimiyetini kişiliğinden ayırmayana selam olsun…

Bedbahtlar ve Bahtiyarlar!

Kanadı kırık çok sevdalarımız vardır. Zaman durmadan geçer, yerinde yeller vardır. Bazen yer geniş ama her yer insana dardır. Neşe kadar hüznün de elbette zamanı vardır. Gelmeler kadar gitmelerin de yeri zamanı vardır. Gelmeler kadar gitmeler de insana yârdır. Sucdar ne gün ne de gariban zamana bardır. Bu fani dünyada değişmez kanunlar vardır. Bir gönderen, … Devamını oku

Amed/ Diyarbekir’im!

Ne güzel yürek parçasısın sen. Akşamın seçkin, sabahın seçkin. Her bir karışın sevdamdır benim. Bilindi mi ki yeteri kadar kadrin kıymetin? 33 medeniyete ev sahipliği ettin. Engin hoşgörünle Amed/ Diyarbekir’im! Cami, kiliselerin ile hep farklı, yan yana idin… Dünyada yok eşin benzerin, Her daim benimsin, her daim benimdin…

Hayat Kısa Bir Yolculuk

Hayst kısa soluklu bir yolculuktur, Pir’im! Bu yolculukta sağlık vardır, hastalık vardır. Bu seyrangahta başarı var, başarısızlık var. Bu cevelangahta imtihan vardır, çile vardır. Her şey bir nasip kısmet, her şey bir kader. Yolculukta bilgi, sabır sana en güzel rehber! Dünyada en güzel sözcükler dua ve şükür! “Hasbinallah ve nimel vekil”, ya Sabur! O ne … Devamını oku

Dervişin Sabah Duası

İster halka doktor ol ister millete cumhur! Bize tevdi edilen tüm mevki ve makamlar, Bir gün mutlaka elimizden kayıp alınacaktır. Öz olan değildir mevki, makamlar dervişim! Mevki makamlar hep ölür, ten bir gün çürür. Özüne bak sen! Öz ebedi kalandır Derviş’im…

Gönlümün Ayı Eylül!

Gitme gönlümün ayı, alıştım o güzel yüzüne! Keskin hançerini saplama pamuktan yüreğime, Seninle yaşam güzeldi, sensizlik azap gönlüme. Kolay kolay iflah olmam artık ben sensizliğinle, Gitme, yeniden başlayalım o altından günlere, Gitme, yeniden gidelim o gümüşten gecelere, Sarı, oynaşan yapraklarınla; şakıyan kuşlarınla, Anılar biriktirelim rengarenk cümbüşünle, gitme! Belki beni bu coşkuda bulamayabilirsin seneye. Gitme, görüşmesek … Devamını oku

Suskunluğum!..

Suskunluğum, Zifiri karanlığa bir meydan okuma, Bütün kirli düşüncelere bir devrim. Bir iç muhasebe hali, Pir’im! Öze bir el sallayış kalkış öncesi, Bir sancı, diriliş  öncesi!.. Bir volkan ki patlayış öncesi!.. Öze sadık bir İnsanın Tövbe hali, Muhasebe hali, Vecibe hali, Patlama öncesi lav hali!..