Kimsin, nerelisen, hangi şehirlisen diye sorisen!
Erê qurban! Bendeki sevdayî sen nerden bilisen!
Ben hem sevdayem hem gönülden yaraliyem.
Gecem gündüzüm kaldı mi ki ben san diyem!
Xançepek’in uzun, dar küçelerinde toz yutmiş,
Yazın şiddetli o sıcağında yalın ayak gezmişem.
Merminin oyuncak oldıği Dağ Kapı’da gezmişem
Mardin Kapı yolinda saatlerce voltalamiş,
Aşefçiler Çarşısı’nda alışveriş etmişem.
Seyrantepe yukışında kaç kez vurulmiş,
On Gözlü Köprü’de ne halaylar çekmişsem.
Ali Paşa Mahlesi’nde ne avareler oynamişem.
Bir sor, Melik Ahmet’te kaç kez akşamlamişem
Surlar’da gecelemiş bir sevdayem, ez heyran!
Niçin Savaş, Sonra Barış?
Bazen düşünürüm ama zaman geçmiş. Bağrım hun olur lakin iş işten geçmiş. Dünyayı arena mı sandınız ey kardaş? Niçin savaş, niçin ölüm, sonra barış? Niçin Avrupa’da değil de burada yaş? Yoksullar can verirken bir ekmek için, Lüks yaşamlar uçuyor hep silahlar için. Ölüm yolunu bırakın artık barışı seçin, Cana can vermek varken ölmek niçin?