Hoş Geldin Aralık

Eylül’ün, Ekim’in vedasına alışmamışken Kasım’ın vedası eyledi ruhumuzu viran. Resmigeçit eyliyor anılar ömür defterimizden Bir baştan sona bir sondan başa gidip gelen, Üstü baldan tatlı, altı zehirden acı olan… Hepsinde biz kokuyoruz tüm yaşanmışlıklardan. Geçen zaman için bir şey gelmez elimizden. Yeter ki ders alalım, insan kalalım. Yeter ki kalbimiz soğumasın, sıcacık olsun. Varsın Kasım, … Devamını oku

Anı

Üzerinde oynanmış hayatların, Gözlerde uyandırdığı acı çığlık Belki de son nefes. Alabildiğine uzanan dağların, Ruhlarda barındırdığı eşsiz ses Belki de kuru gürültü. Kalplerde uyanıyor eşsiz his Mateme bürünmüş hissiz. Gözlerden boşalıyor yağmur Susuz, kuru, çaresiz. Bir anı canlanıyor gözünde Ağlıyor sonra. Anısız hayatların eşiğinde Kimsesiz, sensiz.

Niçin Savaş, Sonra Barış?

Bazen düşünürüm ama zaman geçmiş. Bağrım hun olur lakin iş işten geçmiş. Dünyayı arena mı sandınız ey kardaş? Niçin savaş, niçin ölüm, sonra barış? Niçin Avrupa’da değil de burada yaş? Yoksullar can verirken bir ekmek için, Lüks yaşamlar uçuyor hep silahlar için. Ölüm yolunu bırakın artık barışı seçin, Cana can vermek varken ölmek niçin?   

Ya dur!

Varlığımın şüpheli olduğu şu zamanlarda Kanıtlamanın sevgi gibi bir yolu varken Yargılayıp uzun saatlerin serin sularında Zamansız kopan bir fırtınaya kurban etme beni Yargılamayı bırak Buna yok ihtiyacım Anlaşılmaya muhtacım Beni anla Beni gör Beni bil Beni… Beni sev Ya dur! Sadece beş dakika! Sana yalan söylemedim Naziğim, saygılıyım ve azıcık kaybolmuş… Keşke dün görseydin … Devamını oku

İlk Öğretmen!

Yaşamın kaynağı nedir acaba ey insan? Gümüş müdür, para mıdır yoksa altın? Daha değerli kaynağı vardır yaşamın, ey insan? Hz. Hava’yla başladı yaşam, geldi bugüne değin. Ruh üflenirken bir annenin rahmindeydi insan. Ana dilini öğrenirken annenin dilindeydi evlat. Ağlayıp güldüğünde annenin kucağındaydı evlat. Anneler yaşamın öteki yarısı, Allah’tan emanet! Hem dünya için iffet hem ahiretimiz … Devamını oku

Kayıp

Beni bul Ben kendini kaybetmiş biriyim Sabah güneşinin kokusu Gece karanlığının sesiyim. Beni bul Beni bulmazsan eğer Şu günler ölesiyim.

Sakın!

Her seferinde beni sevmeyeceğini bildiğim o kızı bulmayı, ona bağlanmayı başardım.Şimdi sıra sende mi?Sakın beni kendine aşık etme!Beni sevmediğini bilirim yine de tüm gücümle inkar ederim.

Yüzleşme

Ve bir daha kendimle yüzleşiyor buluyorum kendimi: Umudum beni yaşamaya mı itiyor yoksa vazgeçmeye mi? Ben niye yaşıyorum? Hergün bir kez daha ölmek için mi? Üst üste geldi herşey… … Beni dinleyen sen, gerçekten gerçek misin sen? Yoksa ben her gece “koca bir hiç” için mi gözyaşı döküyorum içime? Ben bu güzelliğe sadece bakabilmekle yetinmeye … Devamını oku

Merhaba baharlaşmış yarın

Eriyen bir buz dağı Ah! Sen anlayabilirsin Kendinle buluşabilirsin Çünkü sen artık Erkeğin belirsiz nesnesi, Ademin kaburga kemiği değilsin Sen artık yaşamın ta kendisi İskeleti ve öznesisin Elinin hamurunu sil Fırlat erkeğin egemen suratına Karış erkek işine Atın ve silahın yanındaki yerini Ayaklar altına al Yaşamın öznesi ol Merhaba devrimin anahtarı Özgürlüğün diğer adı Merhaba … Devamını oku

Hangi Şehirlisen!


Kimsin, nerelisen, hangi şehirlisen diye sorisen!
Erê qurban! Bendeki sevdayî sen nerden bilisen!
Ben hem sevdayem hem gönülden yaraliyem.
Gecem gündüzüm kaldı mi ki ben san diyem!
Xançepek’in uzun, dar küçelerinde toz yutmiş,
Yazın şiddetli o sıcağında yalın ayak gezmişem.
Merminin oyuncak oldıği Dağ Kapı’da gezmişem
Mardin Kapı yolinda saatlerce voltalamiş,
Aşefçiler Çarşısı’nda alışveriş etmişem.
Seyrantepe yukışında kaç kez vurulmiş,
On Gözlü Köprü’de ne halaylar çekmişsem.
Ali Paşa Mahlesi’nde ne avareler oynamişem.
Bir sor, Melik Ahmet’te kaç kez akşamlamişem
Surlar’da gecelemiş bir sevdayem, ez heyran!

Devamını oku